12 Nisan 2017 Çarşamba

Kitap Yorumu- Öğretmenim Lütfen Bu Kitabı Okur Musun?




Merhaba arkadaşlar ilk postumuzu güzel bir kitap yorumuyla yapalım dedim. 👌Bu güzel kitabı okuyalı uzun zaman  olsa da kitabın bende bıraktığı etki hala dilimin ucunda. İsmi zaten sizi hemen kendine bağlıyor ve insanda bir merak uyandırıyor 😃Öğretmenim Lütfen Bu Kitabı Okur Musun? diyen bir kitabı nasıl hayır diyerek kırın ki😇 

Ufuk hocamızın derste önerisi doğrultusunda alıp okuduğum ve herkese şiddetle tavsiye ettiğim baş ucu kitabı gibi bir kitap, branş ayrımı olmadan herkes okumalı okumayanların eline tutuşturmalı. 😁 Kitabın içinde bolca öneriler, öğretmenin-öğrenci,öğretmen-öğretmen,öğretmen-veli iletişimde güzel fikirler ve daha neler neler. Verilen güzel hikayeler, muhteşem örnekler ve akıcı anlaşılır diliyle on numara on yıldız 😍Dönüp dönüp sayfalarını karıştırıp not aldığım yerleri okuyarak kendimi ödüllendiriyorum. Sizde okuyarak bana hak vereceksiniz eminim. Hadi okuyacakları biz tutmayalım kitabıyla baş başa bırakalım.. 








 Dipnot: Kitabı okurken yanınıza kalem almayı unutmayın çünkü altını çizeceğiniz bir çok satır var.👍


Kitapta hoşuma gidenler arasından bir kesit:

“Yunan mitolojisinde adı ve öyküsü aktarılan pek çok tanrı vardır. Bunlardan biri “misafir tanrısı” olarak bilinir. Söz konusu mitolojide geçen her tanrının bir görevi mevcuttur. Misafir tanrısının da görevi misafir ağırlamaktır. Tabiî ki kendine yakışan bir tarzda. Dünyada bulunan ve bulunmayan bütün yiyecekleri sunar, izzet-i ikramda ve iltifatta hiç kusur etmezmiş. Kendisine gelen her misafirin mutlaka yatıya kalmasını sağlar; ipek, sedef ve kuş tüyü bir yatakta uyumasını temin edermiş. Uyku saati geldiğinde misafiri yatak odasına davet eder ve bütün misafirlerini yatırdığı o meşhur yatağı göstererek, “boylu boyunca uzanın…” dermiş. Misafir yatağa boylu boyunca uzandığında karşısına geçer ve bakarmış. Eğer misafirin boyu yatağı geçerse eline testereyi alır, misafirin yatağı geçen kısmını ayaklarından kesermiş. Eğer misafirin boyu yatağı doldurmazsa o zamanda misafiri başından ve ayaklarından bir gergi yardımıyla sündürerek uzatırmış. Eğer misafirin boyu ile yatağın boyu aynı uzunlukta ise iyi geceler dileyip çıkar gidermiş.” Bu mitolojik hikâyeyi ne zaman hatırlasam, bazı öğretmenlerin yaptıkları ya da öğrenciye ilişkin beklentileri aklıma gelir. Kalıplarımız var... Öğrenciyi çağırıyoruz... Gir bakalım evlat şu kalıba diyiyoruz...Çocuk kalıba büyük geldi...Sıra dışı...Fakat algılıyor,farklı düşünüyor,farklı yorumluyor ...farklı öğreniyor... HAYIR diyiyoruz. Olmaz. Ve tıpkı hikâyedeki gibi kalıp dışına çıkan fazlalıklarını kesiyoruz. Belki fiziki bir testere kullanmıyoruz. Ama bunu adına disiplin dediğimiz yöntemlerle yapıyoruz. Çocuk kalıba küçük geldi,kalıbı doldurmadı...Canına okuruz. .. Bazen ana-babaya bazen diğer meslektaşlarımıza,"Tutun şu çocuğun başından!"diyiyoruz. Bizde ayaklarından tutuyoruz ve "Uzatın"diyiyoruz.Tam kalıba sığacak kadar uzatmak için çabalıyoruz.YAPMAYIN...!Önce tek tek her öğrencininizi tanıyınız. Sonra her öğrencinin bireysel özelliklerine uygun beklentiler geliştiriniz ve bunu öğrencilerden isteyiniz.Bunu isterken cesaretlendirici olmayı da unutmayınız.Öğrenci beklentilere ulaşma yolunda çaba harcadıkça ya da küçücük de olsa somut sonuçlara ulaştıkça, bu başarısını göklere çıkarınız.Övünüz, teşekkür edeniz.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Astronot Öğretmen Template by Ipietoon Cute Blog Design

Blogger Templates